Longtail, Türkçe’ye “Uzun Kuyruk” olarak çevrilebilir. Ancak bu tercüme “longtail”in anlaşılması için yeterli olmamaktadır. Bu yazımızda longtail kavramını daha anlaşılır şekilde açıklamaya çalışacağım.
Longtail, çok sayıda satılan ürünlerden az satmaktansa az sayıda satılan ürünlerden çok sayıda satılmasını ifade eder.
Bu kavram Chris Anderson tarafından 2004’de Amerikan teknoloji dergisi Wired’da yayınlanan The Long Tail makalesi ile duyulmuştur. Chris Anderson makalesinde Amazon.com ve Netflix’i bu stratejiyi uygulayan şirketlere örnek olarak göstermiştir. National Magazine Award (Ulusal Dergi Ödülü) sahibi yazar, makalesinin eticaret dünyasında büyük yankı uyandırmasından sonra “The Long Tail: Why the Future of Business Is Selling Less of More” (2006) adında bir de kitap yazmıştır.
İngilizce’de “selling less, of more” olarak kısaca tanımlanan longtail kavramı, Türkçe’de “sürümden kazanmak” olarak da tanımlanabilir. Basit bir örnek ile şöyle anlatayım : 1 üründen 10 tane satmaktansa 10 üründen 1’er tane satmak daha kolaydır. Ama bu kavram sanal alem için geçerlidir. Gerçek hayatta ise bunun tam tersidir. Şimdi de gerçek hayattan bir örnekle konuyu daha da anlaşılır hale getirelim :
Bir kitapçı düşünün, küçük bir dükkanı olsun. Çok fazla sayıda kitabı dükkanına sığdıramayacağı için en çok satan kitapları dükkanında bulundurmayı tercih edecektir tabii ki. En çok satan kitaplar her yerde kolayca bulunabileceği için de bu kitapçı da bu kitaplardan çok fazla satamaz. Bunun yanısıra dükkanında bulunduramadığı satış oranı çok daha düşük kitapları soran onlarca müşterisini de eli boş gönderir. Bu kitapçının dükkanı küçük olduğu için uyguladığı bu strateji kabul edilebilir ama sanal alemde dükkanınızın küçük olması gibi bir sorununuz yoktur. İnternette çok küçük ücretler karşılığında istediğiniz kadar alana sahip olabilirsiniz ve istediğiniz kadar kitabı sitenizde sergileyebilirsiniz, çok satanları da az satanları da… Böylece hiçbir müşterinizi eli boş olarak göndermezsiniz.
Arama motoru optimizasyonu (SEO) açısından bu kavrama şöyle de yaklaşabiliriz. Çok fazla aranan kelimelerde rekabete girip, az sayıda tıklanma oranına sahip olmaktansa az sayıda aranan kelimelerde en çok tıklanma oranına sahip olanlardan biri olmak daha kolaydır. Bunun tek yolu da sitenizin içeriğinin çok zengin olmasıdır. Sitenizin içeriği ne kadar zengin olursa, az sayıda aranan kelimelerde o kadar çok müşteriyi sitenize çekmiş olursunuz.
Geleceğin iş dünyasında çok yaygın olarak kullanılacağı düşünülen bu stratejiyi siz de kendi siteniz için uygulayabilirsiniz.
Bir cevap yazın