Online tüketicilerin %88’i öneri alıyor.
Sosyal kanıt istiyoruz. Emin olamadığımız zamanlarda diğerlerinin ne yaptığına bakıyoruz. Ne yapıyorduk hatırlayalım, mağazaya alışverişe giderken yanımızda Pelin ya da Selin’i muhakkak götürmüyor muyuz, neden çünkü Pelin o eteğin bana yakışıp yakışmadığını bilir, dışarıdan göz.
Online tüketicilerin %77’si bir ürünü alırken otoritelerin yorumlarına göz atıyor.
Biz sadece arkadaşlarımızı değil ünlülerin seçtiklerini merak ediyoruz, bugün ne giysem , bana her şey yakışır programlarındaki moda yorumcularını dinliyoruz ve tabi ki, magazinleri takip ediyoruz, neden çünkü konunun otoritesi konuyu biliyor.
Online tüketicilerin %77’si kişiye özel teklifleri seviyor.
En sevdiğimiz arkadaşımızda bile aynı ayakkabının olmasını istemeyiz. “Sınırlı sayıda üretiliyor”, “dünyada sadece 300 kişide var”, ne kadar da çekici kelimeler. Artık herkes de var diye gardrobunuzdan çıkardığınız ürünleri hatırlayın, o farklı olma iddası bizi hep piyasada daha az olan sadece bizde olacağını bildiğimiz ürünlere yöneltmiyor mu? Her an TV’de olanlar neden gidip bir mağazadan almak yerine moda tasarımcılarıyla çalışıyorlar ya da neden yurt dışındaki mağazalardan alışveriş yapıyorlar, pişti olmamak için, aynı karede aynı kıyafeti giymiş iki kadın ya da erkek olmamak için, yanılıyor muyum?
Online tüketicilerin %50 ‘si sosyal medya networkünden tavsiye almış bir ürünü alıyor.
Sevdiğimiz insanları taklite ederiz, onlara hayran olur, onlara özeniriz, bu da demek oluyor ki onların beğendiği çantayı alırız, onların giydiği elbiseyi giyeriz, onların taktığı takıyı takarız. Bu gidip aynısını almak şeklinde de olur, o tarz başka ürünler almak şeklinde de. Sevdiğimiz kişiyi o ayakkabıyla görünce, artık o ayakkabıyı da seviyor olduğunuz bir gerçek, bilinçsiz de olsa…
Online tüketicilerin %62’si markalarına sadık.
Eticaret sitelerini düşünelim hangi site zamanında hizmet verdiyse, ikinci sefer ondan almak için bir sebebiniz oluyor, çünkü biz gözümüzün gördüğü şeyin hemen bize ait olmasını istiyoruz, sipariş verdikten sonra her gün geldi mi gelmedi mi diye ne kadar merak ettiğinizi hatırlayın. Aynı şekilde mesela bir siteyle kötü bir deneyim yaşadıysak aynı ürünü satan başka bir bulmaya çalışıyoruz,oradan almamak için ki bulmak da zor olmuyor çünkü artık hemen hemen her eticaret sitesi aynı ürünleri satıyor. Ve bu konuda unutulmaması gereken bir diğer gerçek de bir konuda kararsızsak ilk bakacağımız yer geçmişteki deneyimlerimiz olur, çünkü deneyimleriniz hem bilincinizin altında hem de üstünde.
Büyüyen eticaret sektörü, piyasadaki girişimcilerin işin matematiği kadar psikolojisi, sosyolojisi ve felsefesiyle de ilgilenmelerine yol açıyor, bu iştah kabarıklığıyla piyasadaki her akıllı aktör birer bilim adamı olacak gibi görünüyor.
Bir cevap yazın